ABD’nin başkenti Washington D.C.’de konuşlu Ulusal Muhafız birliklerinin görev süresi en az Şubat 2026’ya kadar uzatıldı. Yetkililer, sürenin “görev tamamlandığı kabul edilene kadar” açık uçlu olduğunu açıklayarak, başkentte olağanüstü güvenlik tedbirlerinin süreceğini teyit etti.
Uluslararası Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı -ABNA- ABD’nin siyasal kalbi Washington D.C., bir kez daha kalıcı bir güvenlik hattının gölgesine girdi. Pentagon kaynaklarından gelen bilgilere göre, 2021’deki Kongre baskınından bu yana periyodik olarak görev yapan Ulusal Muhafız birliklerinin varlığı, en az Şubat 2026’ya kadar uzatıldı. Ancak bu tarih, resmi bir son değil; “görev tamamlandığı kabul edilene kadar” ifadesiyle belirsiz bir geleceğe işaret ediyor.
Savunma Bakanlığı yetkilileri, bu kararın artan güvenlik kaygılarından kaynaklandığını belirtiyor. Özellikle yaklaşan başkanlık seçimleri ve ülke genelinde protesto ihtimallerinin artması, Washington’un bir “önlem kalesi”ne dönüştürülmesine neden oldu.
Bölgedeki kaynaklar, Beyaz Saray çevresinde ve federal binaların bulunduğu bölgelerde yoğun askeri hareketlilik gözlemlendiğini bildiriyor. Görevdeki birliklerin bir kısmı, kritik devlet kurumlarının korunmasında ve olası toplumsal olaylara hızlı müdahalede kullanılacak.
Uzmanlar, Ulusal Muhafızların kalış süresinin uzatılmasının, ABD’de “güvenlik-devlet dengesi” tartışmalarını yeniden alevlendireceği görüşünde. Bazı çevreler, Washington’un artık “demokrasinin vitrini” değil, “sürekli teyakkuz hâlindeki bir başkent” görünümü kazandığını savunuyor.
Eski bir Pentagon danışmanı, süreci şu sözlerle değerlendirdi:
“Bu karar, yalnızca güvenlik tedbiri değil; aynı zamanda siyasal bir mesaj. Washington’da ‘olağanüstü hal’ artık yeni normal haline geldi.”
Kentte yaşayan siviller ise askeri varlığın gündelik yaşam üzerindeki etkisinden rahatsız. Trafik kısıtlamaları, güvenlik kontrolleri ve gökyüzünde devriye gezen helikopterler, başkentin havasını gerginleştiriyor.
Sonuç olarak, Washington D.C.’de başlayan bu yeni dönem, sadece bir güvenlik önlemi değil; aynı zamanda Amerika’nın kendi iç huzursuzluğuyla yüzleşmesinin de bir göstergesi olarak görülüyor.
yorumunuz